TRABZON İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Trabzon´da İstiklal Marşı´nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy´u Anma Günü Etkinliği Düzenlendi

Trabzon´da İstiklal Marşı´nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy´u Anma Günü Etkinliği Düzenlendi

Trabzon’da İstiklal Marşı’nın kabulünün 98. Yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma etkinlikleri Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezinde düzenlendi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlik konuşma yapan  Müdürümüz Hızır AKTAŞ; Anadolu topraklarında yetişmiş tüm zamanların en büyük mütefekkir ve şairlerinden olan Mehmet Akif Ersoy’u tanımadan, anlamadan İstiklal Marşı’nın ruhunu ve anlamı kavramak mümkün değildir. Türkçeyi inanılmaz derecede iyi kullanan vatan şairimiz, aynı zamanda kendisini çok iyi yetiştirmiş değerli bir fikir, aksiyon ve dava insanıdır.

İstiklal Marşı’nı anlamak, onun ruhunu ve mesajını iyi kavrayabilmek için Büyük İslam Davası’nın en önde gelen ideologlarından birisi olan merhum Mehmet Akif ERSOY’un kendi düşüncelerine müracaat etmemiz yerinde olacaktır.

O büyük şahsiyet İstiklal Marşı’nı nasıl yazmış olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir:

“İstiklal Marşı, ümitle, imanla yazılır. O zamanı düşünün... İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Zaten ben, başka türlü düşünüp, başka türlü yazanlardan değilim. Bu elimden gelmez. İçimde ne varsa, bütün duygularım yazılarımdadır... O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir felaket karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz… Onu kimse yazamaz… Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın.”

İstiklal Marşı’mız, tarih boyunca sömürü düzenlerinin zulümlerine karşı çıkarak mazlum milletlerin koruyuculuğunu yapan bu necip Türk milletinin var olma mücadelesinin bir destanıdır. Bu destanı yazdıran toprağın üstünde esaret ve zillet içerisinde yaşamaktansa, izzetli ve şerefli bir ölümü seve seve tercih eden ecdadımızın ihlâs ve imanıdır.

İman varsa imkân da vardır. Ecdadımız her türlü imkânsızlıklara rağmen böyle bir şuur ve inançla zafere ulaşmıştır. Akif’i anlamak, o kutlu mücadele yıllarını hissetmekle mümkündür. Bir dava insanı olmak, o kutlu davanın önderi olan Hz. Muhammed Mustafa’nın (SAV) ümmetinin şerefli bir mensubu olmaktır. Onun yüksek insani ilke ve kaidelerle süslediği davasını omuzlanmaktır. Mehmet Akif ERSOY tüm yaşam mücadelesinde Din-i Mübin-i İslam’ın izzetli ve şerefli bir bayraktarı olmuştur.

Birinci dünya savaşı sürecinde istilaya uğramayan, özgür kalan tek İslam beldesi Anadolu coğrafyasıydı. I. Dünya Harbi’nden yenik ayrılan Osmanlı Devleti’nin üzerine, vahşi sömürü düzeninin mimarları olan Batılı Emperyalist güçler aç kurtlar gibi saldırdılar. Çünkü Osmanlı Devleti onların bu sömürü düzenlerini her zaman için tehdit edebilecek tek varlıktı. İşte bu zorlu yıllarda bağımsızlığımızın sembolü olan milli marşımız; yenilmiş, zayıf düşmüş, ümitsizliğe sürüklenmekte olan bir büyük milletin uyanışına vesile olmuş, milletimizin maneviyatını artırarak kalplere kuvvet ve heyecan vermiştir. 

Milli Kurtuluş Savaşı’mız, birçok ulusun onurlu bağımsızlık mücadeleleri için de tarihi bir görevi yerine getirerek yol gösterici olmuştur. Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı’nı yazmamış adeta milletimizin bu mücadele ruhunu kâğıda üflemiş, gönüllere ve zihinlere kahramanlık ve zafer ruhu aşılamıştır.

İşte bu yüce ruhun bir tezahürüdür ki, tarih ne böyle bir Kurtuluş Mücadelesi ne de böyle bir Milli Marşa bir daha tanıklık edemeyecektir.

Sevgili Gençler,

Bugüne gelecek olursak sizlerden aziz milletimizin birtakım beklentileri var: Kendini gönül coğrafyamızdaki mazlumların umudu addeden, medeniyetimizin omuzlarına yüklediği büyük davanın şuurunda olan, yaşadığı çağda yapması gereken işteki mecburiyetini, üstlendiği davanın mesuliyetinde gören bir gençlik istiyoruz.

Milletimizin namusu bayrağımız için, bizi her gün beş vakitte kurtuluşa ve felaha davet eden ezan için, insan olmanın doğru yolunu gösteren dinimiz için yiğitçe ölmeyi cana minnet bilmesine rağmen daha zor olan, eğilmeden, bükülmeden, diz çökmeden yiğitçe yaşamayı başarabilmenin gayretini güden bir nesil istiyoruz. Sizlere olan itimadımız ve inancımız tamdır.

Binlerce yıllık bir hayatı altmış üç seneye sığdıran “Vatan Şairi”miz, 27 Aralık 1936’da İstanbul Beyoğlu´ndaki Mısır Apartmanı´nda sükûn içinde vefat etti. Lakin itikatlı, mücadeleci, hayata ahlak ve iman zaviyesinden bakan kalabalık ve vefakâr bir genç topluluğu tarafından defnedildi.

O mümtaz gençleri hatırlayıp ve şuan karşımda duran siz kıymetli gençleri görünce Üstad’ın şu ölümsüz beytini okumadan edemeyeceğim.

“Âsım´ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.” çiğnenmedi, çiğnenmiyor ve ebediyen çiğnenmeyecek. Buna yürekten inanıyorum.

Değerli Hazirun ve Hususen Sevgili Gençler!

Konuşmamı Akif misali düşündüğü gibi yaşayan, yaşadığı gibi de düşünen, Hakk ve vatan aşığı bir birey olarak sürdürmemizi temenni ederek merhumun şu sözüyle nihayete erdirmek istiyorum:

“İstiklal Marşı’nı kimse yazamaz, ben bile yazamam. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.”

En derin saygı, muhabbet ve dualarımla...

Programın ardından Valimiz İsmail Ustaoğlu; İstiklal Marşı’nın kabulünün 98. Yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’un anma etkinlikleri kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödüllerini verip tebrik etti. Daha sonra günün anlam ve önemine istinaden açılan sergiyi gezen Vali Ustaoğlu, eserleri ve fotoğrafları yakından inceledi.

12-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-201912-03-2019


Gülbaharhatun Mahallesi Hükümet Konağı 61040 Merkez / TRABZON - 0 462 230 20 94 (Santral)

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.